-Koku-Bu kan kokusu değil Can kokusu… Giden bir çift ayağın tozuttuğu toprak, Kalmaya çalışan birinin gözyaşı Ellerinin, dudaklarının Gözlerindeki harelenmiş meşalenin kokusu Odasında yaktığı mum Gözlerinden damlayan kristal Bu yokluk kokusu… Bir katilin öldürdüğü leş Vurup kaçan bir çocuk Aklını arayan bir deli Bu başta esen hercai yellerin kokusu Bu uykusuzluk Bu yersizlik Bu yurtsuzluk kokusu Ait olamamak korkusu… Alıcı kuşların Karıncaların Bir ejderhanın Ankaların küllerinin savruluşu Bu olsa olsa olamamanın kokusu… Kaf dağının yokluğu kadar gerçek Yalandı her şey Yükselince başım arşa değmeyecek Gidince kanama kesilmeyecek Bu korkunun kokusu… Ben bir köşede sarınca yaralarımı Dönmek dürtüsü depreşecek Arsızlığım içimdeki çocuğu tüketecek İşte bu çelişki bizi büyütecek Bu umudun Bu mavinin Bu yeşilin Gökte kandil gibi duran güneşin Ve yedi renk doğan gökkuşağının kokusu… Bir kalbin çırpınışı Deli gibi gitmek çarpışı Çocuk gibi kalmak isteyişin kokusu Daha yüzlerce koku salgılanacak En güzeli senin kokun algılanacak Ben henüz alamadım İşte bundandır uzun süre kalamadım… 30.07.2008 |