poşet aşklar// . . . bu nasıl nar-ı ateş, har-ı ölmektir taşıma suyla, sevdayla dönmüyor, sönemiyor dünya bu nasıl sevmek, sevilmektir... / gece ayazına aşk çıkmazına insan bahtsızlığına yanar kanar bazen kanar kitapsızlığına dil kanat çırpsa da yürek uçmaz, uçamaz fıtratına dili dilini, dengi dengini kilidi çilingirini bulmadan rengi rengine bulanamadan gün olsa da asla güneş doğmaz, doğamaz sabaha / poşet aşklar misali öyle sallamakla demini salmaz hayat altını, üstünü kısmadıkça kokusuna, dokusuna varmaz, varamaz tüle, perdeye, geceye dekoltelenen tendeki kapkaçlar... . . . // ilhanaşıcınisanikibinyirmibir |
''Naylon poşet gibidir bazıları. Rüzgar nereye eserse biz oraya savrulalım kıyametler kopsa bile gel bu aşkı yaşayalım. derler..
Dilek
Poşet uçar konar, konar uçar..
Sonunu ya bir çöplük
ya da demirden bir kazığa takılmaktır..
Yüreğinize sağlık şair.
Saygıyla.