Gül Kokulu Mabet
Yemyeşil bir vâdinin gül kokulu mâbedi
Beş vakit müjde verir Ezânı Muhammedi Yıllardır anlatılır, eskilerin deyişi Abdestsiz yapılmamış câminin hiçbir işi Sırtlarda getirmişler çangalları, taşları Harç kabına karışmış muhabbet gözyaşları Analar sevap diye seccade dokumuşlar Rahlelerin başında hafızlar okumuşlar Karşısından çay akar şırıl şırıl yol boyu Gözbaşı’ndan dökülür şadırvanının suyu Ezandan önce gelir mahallenin eşrafı Edeple, tevâzuyla doldururlar ön safı Huzuru fark ediyor kapısından girenler Asırlar öncesinde saf tutmuş alperenler Yüce dergâhta saklı kulun ecir hissesi Bülbülü kıskandırır müezzinlerin sesi Kandil gecelerinde şerefeler şenlenir Tekbirler, ilahiler huşu ile dinlenir Dört tarafı donatmış, süslemiş kesme taşlar Arınmak ümidiyle secdeye varır başlar Kubbesi olmasa da tavanı ahşap direk Manevi ikliminde feyizle çarpar yürek Sanki bir mısra gibi zarâfetle çevreler Gökyüzüne açılmış ahşaptan pencereler Mihrabına işlemiş kandillerin kokusu Minberinden okunur sanatının dokusu Tarihin hâfızası, ecdat bırakmış izi Avludaki türbede medfundur Yahya Gâzi Cömertçe serinletir çınarların gölgesi İklime eşlik eder konan kuşların sesi Musallaya gelirler hatun kişi, er kişi Mahşere burdan gider omuzlarda her kişi Güzel coğrafyamızın taş mîmâri mâbedi Ezanların dinmesin minârenden ebedî |
...Kıymetli Üstadım
.......Nice güzel şiirlere.
.......... Başarılar dilerim..
..............Selam ve Dua ile.