--- DOKSANÜÇ SOKAK ---
--------------------------------------------------------------------------------
Soluyan bir insan gibiydi ; Ölüm döşeğinde,kimsesiz Zor yakalardı her sabahı, Ve her akşamı, Doksanüç sokağın en cefakarı, Evimiz !... Benzemezdi diğerlerine, Tek katlı bir sığınak gibiydi Bizim hane... Mor salkımlı sarmaşık ağı, Duvarlarını süslerdi Pençe pençe Sanırdın evimizin sancağı ! Dolardı arka sokağı gözetleyen penceresinden. Çürüyen ciğerlerine, Güney’in o sarı sıcağı !... Daracık bir çıkmazda karşı karşıya Yazgılarıyla paslaşırdı evler Çaresizce Buram buram tüterdi anılar oralarda. Küflü solumaları hala hatırımda, Türlü çiçekler ekilirdi bahçemize, Tohum tohum gezinirdi dönerek, Anamın alınteri ak yüzünde... Doksanüç sokağın kuralları vardı ; Sokağı baştan sona arşınlardı. Sulanmazdı yaşamları çocuklların orada, Onlar hiç büyümeyecek bir ağaç gibi yaşarlardı... Doksanüç sokakta sahipsizdi uçurtmalar, Gökyüzü öfkeli olurdu alabildiğine, Su,gazete ve simit satardı çocuklar. Ziyan olurdu uçurtma mevsimleri yine. Tek mevsimle yetinirdi onlar Tek mevsimle... Güneş hiç doğmazdı üzerlerine !... Bir başka türlü gezerdi bazan da, Doksanüç sokağın melankolik rüzgarları. Dökülürdü hüzünlü bir şarkı kırık camlardan. Doksanüç sokağın yorgun taşlarına, "Dede Efendi " İkramıyla bir pilli radyodan !... Zordu yaşamak doksanüç sokakta,zordu ; Aşksız ve ölümcül yaşamak en zordu . Aydınlanmazdı karanlıklar bu sokakta. Zaten güneş hiç doğmuyordu !!!... İ.Hakkı Gürcanok ADANA |