SEL GİTMİŞ, KUM KALMIŞBir bardak demli çay, bir çıtır simit, Bir deniz kıyısı... Ne ucuz ümit... Bunu da fakire çok görmüş mabut, Neylesin, şükredip oturur âbit... Gözde fer kalmamış, bakışım puslu, Güneşe hasretim, gökyüzüm sisli. Sevdalar tükenmiş, gönül de yaslı, Mutlulukta kıran, hüzünler münbit... Bir arı, çiçekten nasıl bal alır, Seven gönül, bunun sırrını bulur. Yıllardan, rengârenk anılar kalır, Güzele meyletmek, olmuşsa hâbit... Zihin, artık renkli hayâl çizmiyor, Yürekten kaleme duygu sızmıyor. Mürekkep tükenmiş, kalem yazmıyor; Bakmayın, şiirler hüdâ-i nâbit... Neler gelip geçmiş, zamanın hızı, Değişmeyen, yalnız alnımda yazı: Altmış yıl öncenin liseli kızı; Eşim, can yoldaşım, bir tek o sâbit... Ünal Beşkese ::::::::::::::::::::::::::::::::::::: mabut..............: kendisine tapınılan âbit..................: tapınan kul münbit.:..........: verimi bol, verimli hâbit...............: huy, alışkanlık hüdâ-i nâbit....: kendiliğinden oluşan, (kendiliğinden yetişen bitki gibi) |