Dinle gönül dinle hele
Be hey gönül dinle hele
Sarayında tahtın var mı Hükmetmeye dağa yele Süleyman’dan bahtın var mı Göz büyüttün hep yarına Düştün ikbâl efkârına Sarıldın nefs didârına Bâki saltanatın var mı Her menzile göçemezsin Göğden ekin biçemezsin Nasipsiz su içemezsin Düşsen tutan dostun var mı Kimler bakar ayak başa Kim gül eker çakıl taşa Kim perdedir düşen yaşa Yünü sabır postun var mı Ben ben dersin benlik fâni Kimseye yâr değil yani Senden önce olan hani Söyle bir beratın var mı Kim susuz su içirecek Kim kabirden geçirecek Kim sıratta uçuracak Kavil kesmiş atın var mı Nuh dedi ki dünya heves Dokuz yüz yıl sanki nefes Geçip gitti kalmadı ses Ahret için naktin var mı Kuyuya atıldı Yusuf Parayla satıldı Yusuf Mısır’a şâh oldu Yusuf İbret için vaktin var mı Eyyüp sabır ile pişti Yunus balık içre düştü Habibullah miraç aştı Söyle ona aktin var mı Bu dünyanın vardır sonu Bilen elbet bilir onu Ak gömlektir ahir sonu Sufi iman kastın var mı ________Makberî |