Yitik
Bahar yeşertmiyor, sonbahar meczup
Beyazlar inmiyor şehrin saçaklarına Mevsim resmetmiyor artık sırrını Değişti her şeyin ahengi, teni Dallar renk vermiyor, hazan mevsimi Irmak hüzün akar, taşın dili lal Uçsuzluk somurtur, toprakta bir hal, Sevgi gündelikçi, sadakat topal Ölümsüz şarkılar dökülür tel tel Dağlar boyun büker hazan mevsimi… Kavgalara mesken şehrin damları Göz gözü görmüyor, kum fırtınası Yapılar hayalet, yanmaz çırası Acı tarifsiz de, yok muhtırası Silinmiyor alnımızın karası Çakallar türedi kutlu ormanda, Hain pusu kurdu hazan mevsimi… Kutsal cenge yaverdik bir zamanlar Keder zirve yaptı, yıkıldı hanlar Geçmişimiz bir o kadar yaman da Akis vermez oldu kutsal ummanlar Tek dişi kalmışlar, kan alıcılar… Canlar şikest oldu hazan mevsimi. Zannımız fevridir, sabrımız geri Kumpasa düşmüşüz içten içeri Çok uzadı, bitsin artık zemheri Kelamın bittiği yere gelmişiz Zaman şahlansa da, yer görse eri Yittiği yerdedir, emanet bizim, Gayri bitmek ister hazan mevsimi…. |