Köylerimiz !...
KÖY KÖY SAVAŞTEPE
URBUT (YAZÖREN) Muhacirdir ahali, görenekli, görgülü. Coğrafyası heybetli, meşelerle örgülü. Yabani atlarıyla, çakal ve kurtlarıyla. "Mancınık" bir dağ değil, eşsiz bir yaban gülü. HIDIRBALI Hıdırbalı boşalmış, kaderine terkolmuş. Üç beş evin dumanı, cılız cılız tütmekte. Sanki damarlarına, elvedalar zerkolmuş. Biraz yolunu bulan, başın alıp gitmekte. KUBAŞ KARAÇAM Sanki izole olmuş, yerle gök arasında. Çocuk sesine hasret, köyün bir kaç sokağı. Bahtları yazılıdır, gözlerin karasında. Çoktan aklar kaplamış, kalanlarda şakağı. DİKMELER Kubaşların otağı, toplanma merkezidir. Lakin kendi içinde, üç parçaya bölüktür. O civarıın ocağı, ateşidir, közüdür. Her şeyi görür duyar, kulakları deliktir . SÖĞÜTLÜGÖZLE İki üç hane kalmış, koca köyü bekleyen. Aşağıdaki okul, boş gözlerle bakmakta. Geniş meraları var, güzellikler saklayan. Orman ve çayırlarda, sular boşa akmakta. YUNAKDERE Orası Yunakdere, su dersen işte dere. İstediğin paraysa, dua et Allah vere. Karnım aç dersen eğer, alacağın cevap şu: Oyalanma burada, haydi geldiğin yere ! KALEMKÖY Eyiol soyadının, çoğunlukta olduğu. Her bir karış toprağın, bağlar ile dolduğu. Kendi kendilerine, ayakta duran yerdir. Üzüm pekmez satarak, halkın nefes aldığı. SOĞUCAK Yabancıya bir karış dahi toprak satmazlar. Savaştepe’de işi yoksa adım atmazlar. İşinde gücündedir, insanları daima. Komşuları aç ise, onlar da tok yatmazlar. SARIBEYLER Yarışırken ilçeyle, her alan ve konuda. Bey lakabı alanlar, çökerttiler O’nu da. Resmen peşkeş çekildi, ortak malları bile. Bu hale koyanların, aynı olsun sonu da. MİNNETLER Dübekalan, Kozcağız, onun iki koludur. Hepsinin de yolları, haktır,. Allah yoludur. Kozcağız’da pilavı yemek güzeldir ammaa. İşin sonu odada, oyunlarla doludur. İSADERE Cenevizli korsanlar, orda kale kurmuşlar. Saklanmışlar yıllarca, güvenlice durmuşlar. Günün birinde artık, onlar kaçıp gidince. Sefasını sonradan gelen Türkler sürmüşler. DANİŞMENTLER Danişmentler ikidir, aşağı ve yukarı. Gayrimenkûlde yatar, hepsinin yoğu varı. Çaparlı denilince, biraz düşünmek lazım. Belki onları görüp, örnek almıştır arı. YEŞİLHİSAR Kemalgızı geliyor, akıllara ilk önce. O tarihi bir değer, bir hazinedir bence. On parmak on marifet, inanılmaz bir insan. Örnek olmalı örnek, günümüzde her gence. KONGURCA Hoca Ahmet Yesevi, aşkı ile yanarlar. Sevenleri onları, Türkmen diye anarlar. Türkün yalnızlığına, dem vururlar adeta. Semahın gözesinden, bade içip kanarlar. TÜRÜDÜLER "Göksemiş" in gölgesi üzerine düşünce. Akşam oldu sanırsın, güneş dağı aşınca. Çukurlar’dan duyulur, derenin gümbürtüsü. Dağların seliyle bir, sabırlar da taşınca. MADENMEZARI Adından da bellidir, aslında hikayesi. Altı cevher kaynıyor, üstü peynir kesesi. Herkes alıp yiyemez, özeldir müşterisi. Kırk beş elli hanedir, yok ötesi berisi. KOĞUKYURT Tarihi bir taş bina, karşılarken girişte. Arkadaki manzara, şaşırtır ilk görüşte. Bozulmamış dokusu, gözleri kamaştırır. Damüstlerini kaplar, eriklerle erişte. YOLCUPINAR Meşe gölgelerinde, taş yontar ustaları. Kuşlar orada şakır, en güzel besteleri. Sonbaharda donatır, adeta bütün köyü. Silkilmeyi bekleyen, o susam desteleri. ESENKÖY Adı gibi dağların üstünde eser durur. İvrindi’ye gidenin, yolunu keser durur. Mandıraya döktüğü süttedir bütün rızkı. Gereksiz konuşmaz hiç, edeple susar durar. MECİDİYE O civarın en büyük ve de zengin köyüdür. Siyasi rüzgarlardan, etkilenmez koyudur. Bilinçlidir insanlar, okur yazardır hepsi. Desteklerler gençleri, hem de yıllar boyudur. (Onuncuköylü) İsmail SIKICIKOĞLU |
Yüreğine emeğine sağlık
__________________________________Selamlar