Aşk'ın haylazlığı
Şimdi sardı yüreğimi aşk
Gezdiği bahçelerden dinlenmeye geldi Uykusuz gecelerden huzura erdi Kazandığı korkuları yere serdi Gözlerimde gülümsemesi melekti Konuştukça gevezeliği tutan bir mavi kuştu Yıllarımın yorgunluğunu alan şifacıydı Sevdikçe artan mutluluğumdu Hani resim çizmeyi bilsem Küçücük bir nokta çizerdim Elimden düşmeyen fırçam İnadına rengarenk rüyalarım Olur da bir zamanda Yaşamın melodisini mırıldarken Şaşırdığımız masalları dinleriz Aşk’ın haylaz k^ahk^ahaları arasından Senle ben elma gibiyiz Koca ağaçların tepelerine kurulmuş Öylece bekliyoruz Zaman geçtikçe dalların içinden Bir selam versin diye Hüzün yüklü bulutlar tepemizden geçse de Islatsa da ayrılık denilen yağmur içimizi Uğramasa da artık gençlik rüzgarı yanımıza Sönmez bu ateş yakan kor ikimizde de |
Hafif ama içliydi...
Bir çırpıda bu denli güzel sözlere hep hayretimle...
Çok saygımla.