üç beden ve bir yağmurbir yağmurdu yağdı sığınacak bir yer aradım ıslandım. sınırları belirsiz gölcükler oluştu içimde sonra mabedimin bacasında duman gördüm yaklaştım içimdeki korkulara soluk alırken şeytan nefesimden ikram edecek bir şey bulamadım aradıktan sonra. birimsiz bir şekilde ölçüldü zaman ve terazinin kefesinde içirdim suyu afalladı mı ne? daha bir şeytansı buldu beni sonra soluğundan ikram etti o da ve duvarları da kattık sohbetimize yalnız bu mabedin duvarlarını... bildiklerimi sordu bana daha sonra da unuttuklarımı... birlikte oyduk karga gözünü kör kör uçarken huzuru aradık birlikte, ıslanmış pabuçlarımızı kuruttuk sonra şehveti de kattık sohbete üç yabancı seviştik üç dakikalık yağmurda kimsenin kimsede kalmadı gönlü saçlarımı okşadı biri tırmalarken göğsümü bir diğeri şehvetin sarhoşu olduk aynı anda dudaklarımız istem dışı dolaştı dudaklarımızdan ayrı yatağın üstünde buruştu uyku ve çarşaf yorulmayı unuttuk bir bir ölçüsünü kaldırdık zamanın hiç kimse değildi fahişe duvarlarla paylaşacak bir utancımız da kalmamıştı geriye belki onlar da bizi anlamakta zorluk çekti onlar öylece bizi seyrede durdu sadece seyirden ibaret katmadan ve katılmadan, sorgusuz,sualsiz ... onlar sevişmedi bizimle. |
gönülsözlüm tarafından 7/30/2010 3:56:21 PM zamanında düzenlenmiştir.