Şimdiki zaman hikayesi bu…Guguklu saatin kukumav kuşlarını vurmuş göktaşları...Isırgan tarlasına saklanmış an yüzüstü bırakıp kendini…Nihayet geldi diye söylenmiş kimseler…Herkes yanlış anlamış.
Su olduğunu bilmeyen deniz gibiyim Deli baldan şifa uman, El pençe divan Kocaman bir duyguyu bastırdım, Dağıtıp duruyorum usulünce Acıdı kanarak içtiğim su, Yerimi de yadırgıyorum sonda ki İçim gayya kuyusu Nasıl diyeyim…İşte öyle İki ayrı dilde söyleniyor, Bu saatten sonra Bu saat kaç beyhude Bana Türk’çe söyle
Ovuşturuyor gözlerini dün Batıyor mahmur gece Birazdan gün devrilir, Nabzımın üzerine Ben yine… Avcuma el çizmeye çalışırım kendimce lodos kahverengisi olursun sen, Kaçırılmış gözlerinle Yoklarken yarın dünü Ben renk vermem meşrebimce Gözdür seğirir Kulaktır çınlar Sen/deler yürek çarpıntısı O boşluk daha da büyür, Adım atacak yer olmayan içimde
Kadere sordum her şeyi bilir diye…Talaşa yatırılmış kalıp buzmuş yarın...Dişlerini gıcırdatıyormuş kıl testere…Ve yüz yokmuş sonu sıfırla bitmeyen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Huzursuz Düş Kuran Zemberek şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Huzursuz Düş Kuran Zemberek şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Değerli şairim kaleminden yine güzel bir eser okuttun bize iyi ki varsınız kaleminiz daim ilhamınız bol olsun nice güzel eserler yazmanız dileğiyle selam ve sevgilerimle kalın sağlıcakla
Ellerinize sağlık.
KUTLARIM!..