MUTLU AŞK...Hangi düş’ün mevsimiydi aşk? Sözcük ırkında olmayan bir sureti vardı Ta içimde devinen şehla bir bülbülün İzdivacına talip bir renkti aşk Bil mukabil diyen evrene tabi En çok da yalnızlıkla sınanan sabi. Düşkündü serkeş rüzgâra aşk Düştüğü yoldan değil İçine düşülesi bir düşte saklıydı rengi ve vebali Irkı yoktu acıların Açısı olmayan bir resimde saklıydı yüz ölçümü Elbet denk düştüğü boyutsuzluk Müşküle her düştüğünde Aşk idi illa ki meşgule veren Firari ruhun devindiği bir eksen Evreleri kayıp bir ömür gibi İtham ettiği acı ve özlem En çok çaresizlikle iştigal bir sevide saklı Minvali ve meali. Öykündüğü sadece huzurdu ve mutluluk Gel gör ki mutlu aşk yoktu bu devirde Devir daim eden ruhun mutu saklıydı belki de Elbet iksiri idi şüheda hayaller Günü gününe uymayan mizacı ile Sessize aldığı bir tebessüm Hıçkıran yaş yüklü edalar En çok da vedası idi kendine. Kılık değiştiren bir ajan gibi Neyin peşindeydi aşk ve emsali Ölümsüz bir seyyah iken Yüreğin kıblesinde saklıydı eşkâli Göğün de kırık tekeri Ve içindeki kayıp lügat En çok da aşka âşık iken Sahip olunası esaret. Bil mukabil aşk ve rehavet Saydam bir yürekten de fazlası İdame ettiği kadar İdam sehpası portatif bir mizaç Ve aşkın külliyesi Bazen isyankâr Bazen itaat eden güleç bir rüzgâr Hele ki içine estiği her daim. Taş üstünde kalmadı mı taş Elbet kendini taşlayan bir haletiruhiye Köküyle bağlı olduğu toprağı En çok da ölü toprağını atıp üstünden Huda’sına koşan bir asalet Ve işte meddücezri yüreğin İnfilak etmek mademki doğasında saklıydı Gözünden sakındığı her zerrede saklıydı adalet. Aşkın duası idi Hüsrana biat bir keramet Göğün tamburu da sazı da aşkla yüklü Bir mizaç ki Sora sora bulduğu Bağdat belki de İfa ettiği her duygu ve renk Kayıt dışı bir rüzgâr ve sefalet Elbet aşkın rüzgârı asla dinmeyen Dinse bile başı eğilmeyen Göğün de katlarında saklı olduğu bir rivayet Layığı ile aşka sahip olmak ve de sadık Kükreyen göğün mizacı Durulan dalgaların içinde saklıydı duası Rabbine âşık bir faniden ibaret idi aşk. Aşkın kayrasında saklı bir cehalet En çok da seven ve korkan aşktan Kör ebe oynayan mizacı ile aşk meleği Buyruğu ve uyruğu safkan metanet Uçuşan saçlarında ölümsüz binlerce kelebek Belki de gözü açık gördüğü bir rüyaydı şairin Sandığında saklı gözyaşı Ve nazına niyazına razı gelmeyen bir dirayet Saklı olduğu kadar da sonsuzluğu Savunduğu Kaybolan mevsimin ruhuna sokulduğu Ölümsüzlük olsa da dilemması Ömür yettiğince sevecekti madem Matemiyle örtüşen bir bulutta saklı En çok da kendinden firar eden. |
Kaleminiz Daimi Olsun.
Saygılarımla.