YARİM
YÂRİM
Dulda değiştikçe delindi postum Nedir o manidar hal yârim yârim El âlemi boş ver, sen niye küstün Uzaktan el etme gel yârim yârim Bi ömüre bedel dar olan bir gün Dar günün acısı yakıyor her gün Bu ayrılık değil sılamdan sürgün Bi kere demedin kal yârim yârim Kulaklarım telsiz, gözlerim radar Kereme sor, seven can bile adar Bakarım ömrümün, yettiği kadar Kalmadı tutacak dal yârim yârim Bu asır biter de, bu yara bitmez Kalbim yarı ister, ayaklar gitmez Bir ömür az geldi, iki de yetmez Bu nasıl acayip yol yârim, yârim Şerifoğlu’m servet yazma artına Hayat denilen şey, rüzgar fırtına Kabir kurdum bi yamacın sırtına Haberi yellerden, al yârim yarim Ali Eliş Bilgi: Dulda; Yağmur güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli kuytu siper G.T. Sözlük |