Kırk sekiz
Bir ölü sabaha çıkmak için
Uzandı bir vakit kumların üzerine Sarı kırmızı turuncu mavi ve mor Yükseldi yakamozla sırt sırta O sıra duvarda asılı duran kara bi demlik Köpüre köpüre taşırdı içimizdekileri Biri atılıp ula orta soydu bir kadını Perçemiydi kapatan günahlarını Adam gölgesini toparlayıp sol yanına sığındı Uzakta yamaçta bir kayanın üstünden Gösterdi elinin parmağının ucuyla Sevişirken ağlayan kadını Ölürken ağlayan adamı Ve haykırdı tanrılara Gökten kan yağsa Ona zarafet düşer Duydu ve gördü masadaki her şey Yıkadılar kuşluk vaktinde. |