mezat//. . . . ne zaman bir orman sürsem nefesime dikenleşiyor nefsim bir servinin gölgesiz kıblegahına aklım, kuyusuz, kuytusuz yaban aldanıp bir kıvılcıma ha yandı, ha boğulacak her an ne zaman bir deniz sürsem nefesime akıntılaşıyor zaman bulanıklaşıyor derinlik sığlığıma , ben saçları, saçakları balçıkla taranmış rüzgar hani, cemresi , penceresi rötarlı bahar kuraklığı sen, alından, morundan sürgün menekşe mezatı hani, kelebekleştikçe bir o kadar vadisizleşen... . . . // ilhanaşıcıocakikibinyirmibir |