Yakub’un AğıdıEsti firak rüzgârı düştün derin kuyuna Kaderimdi bu çile kızamadım Yusufum Gözyaşlarım karıştı denizlerin suyuna Düzenini dünyanın bozamadım Yusufum Baş koyarım yastığa yürek sana han olur Uzanırsın canıma tende iki can olur Gün doğunca yokluğun kanlı bir meydan olur Hicranına bir mezar kazamadım Yusufum Arz eyledim halimi zaman medet etmiyor Ne günahım vardı ki kara günler bitmiyor Kılıcına zalimin benim gücüm yetmiyor Dilekçemi Hâkim’e yazamadım Yusufum Sarılıyor yakama iştiyakın bir eli Adım çıktı deliye seni bildim bileli Bazen düş yangınıyım bazen umut gazeli Rüzgâr olup bağında gezemedim Yusufum Varlığını evladın babaya çok gördüler Aramıza yolları ilmek ilmek ördüler Mahkûm edip vuslatı Kafdağı’na sürdüler Ayrılığın bağını çözemedim Yusufum |
Varlığını evladın babaya çok gördüler
Aramıza yolları ilmek ilmek ördüler
Mahkûm edip vuslatı Kafdağı’na sürdüler
Ayrılığın bağını çözemedim Yusufum
Enfes bir şiir okudum aşağıdaki dörtlükte benden olsun:
Senden neşet etmişti cemalat ve tabirat
Cihannema sözlerin şefkatin Hakkı mir'ât
Sabır kılıcı sende yiğidim bitti firkât
Gözlerini Yakubun kokun açtı Yusufum