Mecbursun üstat!
Sokakta donarak öldü. İstanbul’un orta yerinde. KADIKÖY’DE.
Koy elinin tekini yüreğinin üstüne üstat Cadde üstünde açlıktan ölen biri var.. Bir elinle kapat yüzünü üstat.. Görülesi manzara değil bu.. İnsana reva değil bu... Elinde poşet.. İçinde tek bir ekmek.. Kimliksiz..caketsiz yatar.. Boylu boyunca.. Ceplerini yokladılar üstat.. Cepte reçete dışında birşey yok.. Gözleri umuttan yoksun.. Öylece izler gibi bizleri.. Sorgular gibi bahtını.. Hafif bir gülümseme.. Belli belirsiz.. Belli olan bir şey var üstat.. Kurtulduğuna sevinir gibi.. Rahat... Bir kuruş bulamadılar cebinden Adres hayli uzak.. Bir tanıdık çıktı neyse.. Dolmuş mesafesini yürüyecekmis garibim.. Nasip olmamış.. Yol uzun üstat.. Hayat kısa.. Bununki daha kısa.. Belli.. yakasına yapışan bir derdi var.. Varsın olsun demiş..kim bilir.. Önce ekmek... Sonra cadde boyunda ölmek.. Şimdi iki elinle yokla yüreğini üstat.. Hızlandı mı vuruşu.. Sızladı mı hafiften.. Sen insansın işte üstat.. Bir damlada süzüldüyse..yanağını yakarak Kaşların çatıldıysa.. Sen yazmaya mecbursun üstat... H. Işık. 18/1/21 |
Duyarlı kaleme
Tebrikler