İSTANBUL (3)
senide vururlar İstanbul bir gün
maviye boyanmış boğazından ne Kara köyün kalır ne Kadı köyün ne Karaca Ahmet’ in ne Zincirli kuyun hulasa yatacak yerinde kalmaz hatta geceyi aydınlatacak Rumeli fenerin ve Fener bahçende eşin dostun bırakır gider seni gözlerin Kuru çeşmeye takılı kalır ruhun Ayrılık çeşmede efkârlanır biz seni gençlik yıllarımızdan tanırız İstanbul İstiklal caddenden Üsküdar iskelenden bahçelerindeki lalelerden Çamlıca tependen Haydarpaşa lisenden Tramvay hatlarından şık giyimli vatmanlarından hatta yazlık sineman açık hava tiyatrolarından tanırız sende unutulursun bir gün İstanbul ne çalımın ne alımın ne de fiyakaların kalır ismini kütükten silerler ne köşklerin kalır ne yalıların ne de o güzelim saçların boynun bükülür şarkıların susar türkülerin kan kusar vaveylaların Fizan’ dan duyulur göz yaşların sel olur taşar |