SAATİ KURMAYI UNUTAN GÜNEŞ...Nöbet geçiren şiirin efkârında saklıydı Gizi ömrün Balyalarca umut ve ihanet Göğün kundaklandığı her seher vakti Rücu eden kelebekler Ne de olsa aşkın şiarıydı özlem yüklü ölüm. Bir gecenin yalnızlığı Bir de ket vuran yıldızlar gibi Düşüp de yola şiir bir hüzün vakti Serildiği kıblesine Esir düşmüştü yalnızlık. Göğün satır arası gazabı Yiten bir gün gibi Varlığın iki arada kaldığı bir dua öncesi Huzura teslim olmak isteyen Her rengin kıdemiydi karanlık Nakşeden hüzün Neşreden günün ölümü Gecede nöbet tutan ıssızlık Şehrin şakağına dayalı tabanca misali Varlıkla yok arasındaki o kör düğüm. Bir isyanı bastıran zangoç Renklere tutsak mabet Aşkı kıble bilen her fani Tevekkül yüklü gizemi İçine çeken illa ki şiirin öznesi. Vedalara kilitlenmişti hayat Saçını süpürge eden kadına tek yoldaş Elbet asaleti elbet dirayeti Köksüz bir ağaca bağdaş kuran Rüzgârda saklı esareti yaprakların Kana kana içmekse ömrü Kanatan kimse sair duygu ile yüreği Kanmaksa yalana ne gam Yâd etmek dünü ister istemez Yarındı elbet muadili hayalin Umuda dair bir tebessüm dikmenin Tesellisi ile sakit oldu gelecek. Saatini kurmayı unutan güneşi Kucaklayan her şiir ve gün Genzinde saklı hıçkırığı yutan bir ölü gibi Vakitsizce gidişlerin tecellisi Elbet yalnızlığın güftesi O beylik hüzünle İçine kapanan şair ve eşrafı Varlığına duacı illa ki Kimse elinden tutan kalemin. Dostluğun tezahürü Serip de şiiri ayaklarına mevsimin Dökülse de yaprakları şairin Yeniden açacak bir çiçekten bile hevesli Mutluluk dilenen bir hüzün ki Dününden yarına uzanan o teselli. |
ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla