soğukla konuşmalarerken başlamıştı soğukla konuşmalarım kar taneleri ellerime dokunmadan önce karanlık bir kış uğultusunu ilk kez duyduğumda ceplerinden birindeydim annemin ve sesler zamanın ta kendisiydiler babamın gelişinin ve gidişinin açılıp kapanışı kapıların ve perdelerin annemin bıraktığı yerde babamın tamamladığı rüyalara gebe usul muhabbetlerin gözyaşıyla konuşmalarım da erken başlamıştı benim su tanelerinin şeffaflığı gözlerimi kamaştırmadan önce ne çok ağlıyordu annem babamsa hiç ne çok üşüyordu annem babamsa hiç sadece sesini duyduğum bu üşümeyen ve ağlamayan adamı bir gün güneşe benzeteceğimden habersizdim henüz kuşlarla ve yıldızlarla konuşup toprağa tapacağından ve beni bir kez de onun doğuracağından habersizdim ey bir insanı iki kişiden doğuran dünya sen yazmadın mı bu yalnızlığı parmak uçlarıma ey soğuk taşlarda yankılanan ölümün kutsanmış sesi gövdemi titreten hayal kandilleri sönmeden ışıksız ve gülsüz ve ıslak bahçelere götürüp bırakma beni nasılsa bir gün tanrılarla konuşmayı da öğrenirim ben -erkenden hulyaperest |