GÖĞÜN TANRISI
Gök Tanrım...
Yalan dünyana battım boyum kadar Biriktirdim üst üste sahte hayallerimi Ey Tanrım, sen benim umudum Sen benim en olmadık sırdaşım En gerçek nefsimin yoldaşısın. Yakıp yıktım gönül dağımda ne varsa Avuç avuç savurdum yanan küllerimi Zemheri üzgarına bıraktıp deli hallerimi İçimden söküp kendimi arınıp sana geldim En ufak kırıntısı yok gözümde dünyanın Ellerimde senden başka tutan dalım yok Kapım yok yüz sürecek, sığınacak liman yok Yüreğimde yaşlarla koştum sana geldim. Kısa hayatımın okyanuslarını aştım geldim Kahpe dünyanın düzenine şaştım kaldım Kul aşkına yandım Görklü Tanrım aldandım Huzura ermek için direndim sana geldim Yorgunum asi isyanlarımdan duy beni Rahmetinle yıka dertli gönlümü Yağmur yağdır yüreğimin çeperlerine Merhametinle dağla acıyan yaralarımı Yangınımı söndürmeye sana geldim Nihayet düşe kalka ulaştım ecel bağına Son duraktayım son yurtsun bana Ört üstümü yüzümü sar ana toprağına Sar şefkatine Tanrım, aç bağrını bana Evime ocağıma, tüm ruhumla sana geldim. NOGAYTÜRK |