Gizli misafir
Hiç haberin olmasa
Binsem şu rötar yapmış hüznümün otobüsüne Çıkıp gelsem bir gece vakti yanına “Nerede ineceksiniz” diye sorsa muavin dünlerimi susardım gidiyorsa yarına Kabuk bağladı mı Benden ayrıldıktan sonra yüreğindeki yara? Ellerini tutardım ya hani, utana sıkıla… Silindi mi serçe parmağındaki kına? Bir an unuttuysam seni tükür yüzüme, sevdamı kına! Sensiz Asır gibi gelmediyse dertlerim yıla… Günaydın sevdiğim, ben geldim… Hatırlıyor musun gözümün üzerindeki kaşı? Yoksa boşa mı akıttı zaman Seni her hatırladığımda yüreğimdeki yaşı? Senden sonra ben hep aynıyım İç cebimde gripin ellerimde yumurtası düşmüş güvercin yuvası hiç geçmiyor o müthiş baş ağrısı Sensiz her gün çatlıyorken yoksul odamın sıvası Çocuğuna oyuncak alamamış baba Sütü kesilmiş bir Annenin çaresizliğiyle geldim sana Konuk eder misin yüreğindeki Han’a? Kaybolmuş masumiyeti arıyorum hala, yana yana! Ben giderken sevdiğim hiç haberin olmasa Yarım kalmış yaşanmışlıklara üzülse üzerinde rakı kadehi kalmış masa Kefil olsam hepsine, kimse yanmasa sarhoşundan ayığına Bindiğimde şu imamın kayığına. |