SÜHERA
Başkent anısına
Ol kaydı zaman sumatradan mısın Yoksa açe den suhera Ankara’da bu eylül ikindisinde Şimdi bende yabancısıyım şehrin Senin kadar ürkek misafir Suhera Bilmiyorlar çocuksu bakışlarını açısını Gözlerinde kiremit rengi deniz yıldızı Derinlemesine rahatlık alabildiğine heyecan Suhera Tüm garlarda duraklarda bekleyen benim Gurbet göz açınca gerçek Kapatınca düş rüya Yolar boyu akıp gidecek Eteklerinin tozları süpürüşünü bilirim Kaldırımlara bıraktığımız yalnızlık Dil verip susan gece yıldızlar Kızılay dan geçen başkasının kadınları Ölümü evinde bekleyen yaşlılar Ölümü sokaklarda unutan gençler Sühera aynı söylediğin isimle Roma ,Nevyork, İstanbul İnsanlarıda eriyip bitmekte Hasreti eylül yaptığımız hüzün Yaşarken kendinin uzaklarında Solmuşsa baharın yaza bıraktığı karanfil Ağaçlar öksüz kalacak yapraksız Öteler içinde daldığın ansızın Bilkent otobüsüne binip gideceksin suhera Merhaba ya da elveda Suhera Ümid. Harun |
ölüm ve hayat
ayrılık ya da kavuşmak
hasret özlem
darılmak barışmak
tezat evet ama ..varlık ve yokluk..tek bir yerde tek bir kapıda
birinde dalarken hayale, ötekinde uyanıyoruz gerçeğe
yürüyoruz hepimiz kendi köprümüzde!
Çok güzel bir şiir okudum kaleminizden Sevgili Harun..Tebriklerimle..