Otogar kafe
Bak işte yine geldi
göz altı torbalarında yeni ağlayışlar biriktirmiş o bıkkın ihtiyar. Başkalarının vedaları bile yara açmış sanki içinde Ondan başka herkes bahtiyar… Az sonra hareket edecek otobüsün 20 yıl önce gidişini seyretmiş Mutluluğunu uğurlamış da, yüreğini hasrete meyletmiş Titrek ellerinde içini ısıtsın diye söylediği demli bir çay Sahra çölünde ruhu soğutmuş umutlarını Sen bu mevsimi de sonbahardan say. Gelip geçen insanların gözlerinde yok hükmünde sanki varlığı herkes kendi hikayesinin dublörü olmuş Nereden bilecekler yüreğindeki darlığı Eskiden çok sevmenin karşılığı değil miydi sevilmek? Şimdi ne değişti de marifet oldu ıssız köşelerde bir yetmişliği devirmek! Kime fayda çekip gidenler umursamazken düşüncelere dalıp delirmek! Montunun iç cebinde binlerce kez gözlerini sildiği mendili Çoktan lal olmuş, konuşmayı unutmuş dili Bir gün olsun tutmasa da terk edip gidenlere öfke dolu kini Merhamet vefat etmiş, artık herkesin kendine göreymiş dini Kimse sormasa da derdini birini bin eylemiş biri! Bak işte yine gidiyor çatlamış bastonundan destek alan o yalnız ihtiyar iliklerine kadar sabırla yaşamış tüm acılarını onu görünce kendinden utanmış intihar! |