GÖZ PINARIMDAKİ DAMLA: SENAğlamak’, yürekteki yangınlarla ısınıp kaynayarak buharlaşan duyguların, gözpınarlarına yükselip yoğuşmasıdır bence...Belki de ondan ’pınar’ denmiştir gözlerin o kısmına ve belki de ondandır özlenenlerin hep oraya düşmesi... ............................................................................................................................. Bir rüzgârın üzerine binip gelsen billur bir yağmur damlası gibi Aşıverip aramızdaki tüm kem gözleri, konuversen göz pınarıma, Ben ağlamasam, İstanbul ağlasa... Belki kavuşmamızın mutluluğuyla, Belki de gözlerimizde birikmiş özlemlerin hüznüyle... Ya da bir gökkuşağından süzülüverseydin yüreğime, Gökkuşağının tüm renklerinde sevgilere bürünüp birer tül giysi gibi... Ve sevgi hârelenseydi gözlerinde gökkuşağının yedi renginde, Ben gözlerine bir kere daha hayran olsaydım, Ben sana bir kere daha âşık olsaydım.. Geldiğin zaman, dağılıverirdi üstümdeki bulutlar, Sıcacık taze ekmek gibi kokardın sana acıkmış gözlerime... Gelişin, bir salkım söğüt ki su kenarında Yaprakları saçak saçak mutluluk Ve yeşil gölgesinde avuçların dolusu huzur... Boğaz kıyısında bir kır kahvesinde, Çıtır bir simiti paylaşsak seninle,ince belli birer bardak çay eşliğinde... Ve gözlerinde İstanbul gülse...bir de ben... Göz pınarımdaki o damlasın sen Keşke hiç düşmese, hiç gitmesen... Ünal Beşkese (2010) |