NEREYE BAKSAM KARŞIMDA GÜZ -ll-
İnsafsızlık, zulüm, kıyım var
korku, yılgınlık, sıkıntı var salgın, saldırı sarmış yaşamı düşünmek, konuşmak kabahat, kuşatma altında bir hayat. Sefalet, açlık, yoksulluk içinde siyanürle intihar etmekte insanlar kundaklıyor tinerle kendini çaresiz vazgeçmiş kul yaşam hakkından. Belaya, yumruk olmuş eller çiftçi, madenci, tamirci, işsiz gençler düşündükçe emek, ekmek düşer us’a sofrada kaynamaz bir tas çorba. Hürriyet, üretim ve hakça bölüşüm demokratik bir hak, insanın yaşam hakkı bu fabrika, bu tezgah bu şantiye ve bu tarla bu mekanda işçi köylü yanyana ter çok, sömürü çok, emeğin karşılığı yok. Bu orman, bu dağ, bu deniz topraktan üretmek hak üretmeyen ranttan nemalanan asalak ıslak mı ıpıslak hava hep bozlak, oy yavri yavri.. Sabahın afyonu patladı güzde durdu saatler yalın yürek yağmurda yürü ruhunu azad et. gör; yağmalanmış adalet saraylara tıkılmış terazi gör; hazanda örselenmiş işkence yorgunu canı gör; kurulmuş giyotinler faşistlerin salyaları sıçrıyor ulusun üstüne muhalifler sorguda tutanaklar tutulmuş darbelenmiş hukuk hücreler hazırlanmış evvelden verilmiş karar hükmen suçlu hür düşünce. Tanrı indirdi; Göğün pörsümüş memelerinden süzüldü, düştü, peş peşe şiddetli bir sağanak, düştükçe o berrak o nurdan damlalar utanmadı ağaçdan, dağdan, denizden, gölden, Tanrı’dan doğayı katleden vicdan. Bulanmış Tin, akıl tutsak caddeler ve yollar, ağaçlar, çiçekler kedileri ve köpekler serçeler, martılar, yolcular ve taşıtlar puslu sisli gri bir hava altında. Gecekondular sefalet içinde keder ve ıstırapla kanayan paranoyak bir sonbahar. Hasret tufan işte böyle zamanlarda sazan gibi oltaya takılır, yılana sarılır uzaksa kendinden hep insan... Ahmet Sedat Kurt |
Kutlarım...