Şemsiye
şemsiyeli bir havada yürüyelim,
şemsiye dediysem gözlerin, dünyanın en garip kaderi bende, hep kederde, hep kederde. yan yana yürüsek, sen ve ben, ağzım kamaşıyor yeşil hurmadan, nasıl da bulurum kendimi, sende kaybolmadan, çıkarsan çantandan şemsiyeyi, ıslanmadan. hadi! ver kararını göz kararı, kurutsalar son kalan mürekkebi iklimsiz, altında ve ardında kaldığımız kapılar kilitsiz, çatal ses, eğik çizgi oluşturuyor zamanı. ıslandım işte şemsiyeden, hava güneş ailesi siyah torbada, kader, bir yüzüğün parmakta bıraktığı iz, gel, dağılıyorum topladıkça kendimi avazda. |