Dört Mevsim Dört ÖmürdüDört mevsim dört ömürdü, beşte soluklanmaya Yol alıp menziline, varıp konuşlanmaya... Pınarından baharın, içip içip kanılır Yazın harlı odunda içten içe yanılır Hazan ile sararıp zemheriyle donulur Üşüyen dudaklara bir tas bade sunulur Geçmişin tüm varını, tüter bacadan ocak Ter akıtır alından harla solunan sıcak Açılırken pencere, hasret sarmalar kucak Çekilir sis perdesi görünür köşe bucak Karanlıklar dağılır, toparlanıp gidince Boy verir tüm tohumlar, esareti bitince Yerde toprak tütecek, gökten râhmet düşünce Nefesi kesik ömrün, ömrünü tüketince Elde avuçta kalan toplanır bir araya Kâh gülüp kah ağlarken tuz basılır yaraya Karalarla beyazlar dizilecek sıraya Kefelere koyulup çekilirken daraya Hasat bittikten sonra pişmanlık neye yarar? Kılmak, bu kadar zor mu; kavlinde kati karar Demedim mi; ey gönül, yakar sineyi efkâr Kavlinden dönme sakın bozulmasın istikrar /Ben şiir yazmıyorum şiir beni okuyor Okudukça tezgahta, benliğimi dokuyor/ 22 Eylül 2020 |
Yüreğine emeğine sağlık usta
__________________________Selamlar