Tanrı’m ve BenŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Tanrı: ufukların ardında umutlarımız kadar uzak Sevdalarımız kadar yakındır Ne bir kitap ne bir şiir Onu size, hissettiğiniz kadar anlatamaz C.Çalık Kazlarım vardı benim Sohbet eder Dururdum. Hep, -“ufuklara uçun! —Göğün ardına bakın! —Haber getirin!” derdim onlara Umutlardan konuşurdum Elimde çakı Oyuncaklar yontardım Söğüt dalından Sünnet olunca Henüz altı yaşında Kopardılar ana kucağından Kimseler göremedi kesik yerimi Yalnız başıma yıkandım Adam olmuştum ya! Utandım Tanrı beni yaratmıştı Ben de oyuncaklarımı Ve kederimi Henüz on birinde baharımın Gurbetle tanıştım Falakalı bir din okuluydu -“Ezberle!” dediler Vurdular- sövdüler Dövdüler Çok dinsizdiler Hissizdiler İnsan bile değildiler Şu kadarcık olsun Ağlamadım Acılarla sulanmış Paslı bir bıçak saplanıyordu göğsüme Her gün batımında Bir ölüden farksızdım Her nefes alışımda Yaşıyor sayılırdım Ne zaman sonumdur desem Tanrı’m tutuyordu elimden Dayan diyordu Gülümsüyordu Yoksa bunca acılara Nasıl katlanırdım? Devleri tanımadan önce Yel değirmenleriyle savaştım Donkişot’tum Hep bir sevgilim vardı benim Umuttum Hiç Tanrı’yı aramadım ben Hiç de kaybetmedim Ne zaman çaresiz kalsam Ne zaman devlerle savaşsam Yanımdaydı Arkamdaydı Bu yüzden ben Hiç savaş kaybetmedim Her zaman bir Tanrı’m oldu benim Kavuşamadığım sevgilim Ulaşamadığım umudum Kazanamadığım savaşım Hep mertçe dövüştüm ben Delikanlı gibi sevdim Duygularımı ve hıncımı Kirletmedim Aç kaldım Susuz kaldım Ama henüz Savaşı kaybetmedim Ne kadar dev varsa Canları cehenneme İhtiyacım yok onların müşrik merhametine Ben ekmeğimi yavan da yerim C.Çalık |