Sahildeki beş kadın...
Gün batıyordu.
Göğün kızılı makyaj yapmak derdindeydi denize. Ve deniz alabildiğine sakindi, esen rüzgâra kıyasla Ayakları kuma gömük beş kadın Oturuyordu sahilde beş benzemez. Gören çevirip başını bir daha bakmaz… Biri çok kızgındı, Derdi vardı dünyayla hep Sövüyordu ileri geri, Haklıydı ama gürültülüydü, net… Yandaş arardı her sözüne ve hep yalnız kalırdı El kaldırıp, ses yükseltmekte. Öbürünün tek derdi merak… Yakınlarda bir meteor düşmüştü yan şehre Aklında bin soru, on bin teori mutlak… Diğerleri çoklukla dinlerdi anlattıklarını Masal niyetine… Mahşerin üçüncü atlısıydı ortalarındaki. Her tür kaosu o bitirirdi. Bilir dişiliğe soyunmuş, çıplak kalmıştı epeydir. Öbürü döşektiyse anlatmada, bu bildiğin sedir. Her ne kadar vakur görünse de duruşu Büyük savaşlardan, envai afetten sağ çıkmış tekir… Eli saçında, gözü ufukta bir laldi diğeri Kim ne dese tepki vermezdi Saldırmaya yeltenen vazgeçerdi birden Susarak çözebildiklerine hayret ederdi diğerleri Ama hep dertli gibiydi Kimse bilmezdi o an orda mıydı, değil miydi? Onlardan az uzakta otururdu beşinci kadın En çok o gömerdi ayaklarını kuma Eskilerde herkesin sevgilisiymiş diye vardı bir rivayet Ne söylese, ne yapsa olurmuş güya manşet. Sonra vazgeçişlere salmıştı kendini Küsmüşken alayına epeydir İlişivermişti gruba kendi kendine… Gün batıyordu kadınların yüzünde Göğün kızılı makyaj yapmıştı en az ikisine Ve onlar alabildiğine sakindi fırtınalı dünyaya kıyasla Sahilde otururken Ayakları hep kumlu kalırdı ve kafaları dağınık Güneşi denize batırırken birlikte tutup, Her birinin içinde bir köşe karışık Ayakları kumda, yüzleri birbirine dönük beş kadın Oturuyordu sahilde beş benzemez Gören çevirip başını bir daha bakmaz… 02.09.2020 |