Mektuplar 4
"Hala bir şeyleri hayal edebilmek özgürlük değil mi
Ve hala bir şeyler için koşuyor olmak bizi ayakta tutmaz mı? Bu kocaman boşlukta sımsıkı sarılacak bir şeyler bulmak Ve artık kollarımız kopana dek bırakmamak, en büyük mücadele olmaz mı? Hiçbir şeyi biz seçmediysek, kendimizi sevmek Ve dinlemek, tanımaya çalışmak Aptallık olmaz mı? Bizi biz yapan bu topraklar, bu insanlar, bu kavga Biz, doğrudan mı biziz, yoksa dolaylı mı? Derin bir bıçak yarası gibi hakaretler bize sunulmuşsa, Ya da bu sızlamalar seçmediklerimizin eseriyse Kaçmak yeterince orantılı olmaz mı? Bambaşka bir rüyanın bambaşka bir saniyesi olmak isterdim Bu benim tarafımdan mümkün kılınamaz mı? Aynaya bakmaktan çekinen bir hanımefendinin Empati kuramıyor olması kolay anlaşılır mı? Ya da bu bizim tamamıyla saf düşüncemizin Kirlenince yabancılaşmamasıyla bir tutulamaz mı? Eğer özgürlük hayalperestlik değilse Koşmaksa sadece, koşmak her anlamıyla açıklanır mı? Eğer koşabildiğimiz halde ayağımıza bağlı taşlar varsa Bu da özgürlükten sayılır mı?" |