YETER HİKMETİ ELBET İLAHİ AŞKIN...Bir düşe öykün bir de düşmeye gör: Sözcüklerden inşa ettiğin ömrün Aldığın her darbede açmaya görsün şiir Kasıtlı bir ölümdür oysa Şairin vedası Yana yakıla yaşarken sığındığı her rüya Gün yüzlü bir gerçeğe dokunup da geçer Yanından usulca Zifiri karanlığı da deler imgeler Gönül gözüne boca ettiği vefa dolu sevgisinde Kural dışıdır öyküsü Yerin göğün debelendiği vuslat Karanfil kokulu o tutsaklığı Değer hem de nasıl değer Yanmaya sönmemek adına üstelik Çağrısı kâinatın Düş küresinde kıpraşan her duygu Olmaz mı Mevla’nın ikramı… Kürediğin renk Asılı kaldığın varla yok arası izlek Küssen de kendine Zararın neresinden dönülse kar, şair Hüznün türevi aşk ve özlem Bazen tövbe yüklü heyben Kana kana içtiğine kucak açar kimi zaman Yar bildiğin yaren olmasa da Zan bildiğin elbet Tutuklu olduğun her söylemde İnancın gölgesi dahi yeter Senin temiz yüreğine. Varlık mı yokluk mu arz edilen? Sözcükler mi yoksa Kan yerine vücudunda gezinen? Mayası aşkın tutar nasıl tutar hem de Aşkın asası sunulan ve saklı olan Her yeminde. Bir hayal ki ehli beyit Bir hazan ki yaza dahi hükmeden sür-git Bir nida arındığın benlik Bir sükûn aradığın Titrek ışığında yüreğindeki mumun Varsın dibine versin aydınlık Yeter hikmeti elbet İçinde yaşattığın İlahi Aşkın ve coşkunun. Nazarında hayatın sancılı bir oluşum Kanatlarında mevsimin S/üzülen gözyaşın Devindiğine meyyal direttiğin her gerçek Olsun ya da olmasın mutluluk Saklı bildiğin sandığında Varsın seyirsin gözü ufkun Yeter ki dokun sen ruhuna lütfun. |