Diyalektik Çelişki
Ah! şu dünya;
Az bi sevince bulaşmış neyimiz var neyimiz yoksa İçimizde gıdım gıdım biriken Zorba bir hükümdar gibi çekip alıyor elimizden… Enikonu Eski hesapları şöyle bir karıştırıp baktım da gizliden Bir alacağımız var mı diye eski günlerden Ve de gelecekten; Hani şöyle gülmekti, sevinçli bir andı El ele tutuşmaktı, kavuşmaktı, sarılmaktı, aşktı Yok… Yok… Öyle içinde at koşturacağımız değil Başımızı sokacağımız küçük bir evdi Karnımızı doyuracak aştı, işti, sevgili bir eşti Çoluk çocuk insanca bir yaşamaktı hani… Yok!… Yok!… Yok!... Mutluluktu, huzurdu… Geç onları anam babam geç… Elimizde bir canımız kaldı -en sağlamından- Dünyaya verip de çekip gideceğimiz Hepsi bu… Aradım, taradım…/ buldum nihayet; Yüreğimizi paralayıp duran Ve diplerde bi yerlerde unutulmuş olan Bir “ah” bir de “vah” kalmış; Topu topu şu dünyadan alıp vereceğimiz -hepsi bu- O da umurunda değil dünyanın Dönüp duruyor; Önüne ne çıkarsa Ahımızı-vahımızı ezip geçerek Anladım; Nefret, sevgiden Gülmek, ağlamaktan Hüzün, sevinçten Ayrılık, aşktan Ölüm, hayattan -her şey karşıtından- besleniyor Zıttı olanla savaşıyor Ve birbirini yok etmeye çalışıyor içimizdeki her şey… Severken severken kahrolası ayrılıklar Ve yaşamak isterken -hem de öyle delicesine- apansız ölümler Nasıl da göz açtırmadan çöküyor tepemize… Neylersin…/ Diyalektik çelişki işte… Mayıs 2019 |