Yuva
Doldu yine defterler, ağzına kadar,
Her sayfası sararmış, Şişmiş, kabarmış, bilmem neden! Daldı, daldı da boğuldu gözlerim yuvalarında, Artık hak etmiyorum; Daracık, rutubetli, is kokulu odaları da, Alçaldım, taburelerden, masalara, sandalyelere, Tozlu, üşüten, gariban ama asil zeminlerden, Fayanslara, parkelere, Alçaldım kendimden, O kadar çok vardı, Özlüyorum, Her birimi peyderpey öldürdüm, Pişmanım. Utanmadan, sıkılmadan başımı yaslayacağım yerler, Hiç var olmadılar, Her hâlime alaycı kahkahalar, Bir tımarhanem var; Kapılarında gıcırtılar, Boydan boya duvarlarında isimler, Komik, korkunç, anlamsız resimler, Koridorlarına sinmiş çığlıklar, Bir tımarhanem var, Odalarına binlerce deli sığar, Bir yanar bir söner ışıkları, Barındırdı, yaşattı, soldurdu âşıkları, Gördürdü eşikleri, Döndürdü asırlıkları, beşiklerine, Bir tımarhanem var, Akıl almaz, kocaman. Doldum yine ağzıma kadar, Kursağımda; Nefret, sevgi, divane duygular, Yankıların, yankıları, yankılanır, Gıdıklar, güldürür, Şamarlar, ağlatır, Bir tımarhanem var, Bana dar! |