SüpürgeKafamda hep sivri saçlar dolanır Paratoner gibi milyarca sırık Dilinde bir kuduz eski yalanır Ezbere dökülmüş doğrusu kırık Zihninde bir kale düşman mı güneş Duvarı geçmek zor dibinde bin leş Aya ağıt yaktım dinlemek beleş Yankılandı sema duymadı doruk Neye el attıysam önce gül etti Her tebessüm beni dikene itti Yarın geldi bugün gitti dün bitti Zulme hiç doymadı takkesiz sarık Döküldü yüreğim içimden pul pul Asa çürük çıktı kurt dedi maktul Böylesi düşünmek değildi makbul Besmeleyle aldı büyük ısırık Kurban oldu başım çorba yaptılar Derisi yüzüldü lamba yaptılar Bağa kemikten daraba yaptılar Kelimeler hepten çıktı pısırık Tısladı gerçeğe binlerce yalan Son nefesi versin tapılan talan Meyve sebze mantar filan da falan Tencereden bildim mısır şımarık İnsan dedim insan çaldı insanı Asla etme öte dünya lisanı Hiç sevmiyor tozlu taşlar yalanı Süpürdüm, gökleri tuttu aksırık |
şiirde beğendiğim o kadar güzel imgeler var Kİ. Ama yazmayacağım onları. sen tahmin etmişsindir. Ayrıca iki dizenin söylediklerini de beğendim. Şiiri okuyunca aklıma Muş ovası geldi Konya Ovası ile savaş hazırlığı yapan.....)))))
saygılarım ustam’a ve keskin kalemine. Bunu da samimiyetle ilave edeyim ki bu ustam aşk şiiri yazsa nasıl yazardı acaba? Akdeniz mi olurdu şiirinin geni yoksa Boğaz’ın...
Ya da güneş mi ay mı?