SİTEM
SİTEM
Yusuf Yılmaz Duygularım,bedenim hak etmedi, bu beton yığınları arasında hayat geçirmeyi... Benim yerim doğa ile baş başa olmak. Düşün ki bir sabah evden çıkar çıkmaz reng renk çiçekler arasında dolaştığınızı. Gözlerinizi yumduğunuzda, o dağları, temiz havayı soluduğunuzu, yeşil çimenlerde su şırıltıları arasında gezdiğimizi düşünün. Bir rüzgar eser, Savurur tohumları. Şanslı bir tohum sıkışır kalır taşın çatlağına. Sabah güneşinin Işıkları süzülür ta içindeki özüne, Gıdıklar taşın tırtıllarını. Su anne yetişir, emzirir, yeni doğan bebek gibi onu. Daha gün ağarmaya başlamadan, güneş, yeşilinden hangi rengi istersin diye sorar,filize. -Altın, yakut, gümüş damlalarından hangisini seversin? Düşüncelerim de hak etmedi bu karmaşık ortamı. Başarıyı ararım hep. Sözde değil, varlıkta ararım. Gerçeği ararım. Yeter ki sen, onu göze al, Şimşek gibi bir düş düşer aklına. Matematik –felsefe- fizik- kimya- emek... Bir öz doğar beynimde. Öz özü doğurur. Çiçek gibi, yaprak gibi Bir içim su gibi.. Yokluktan korkma, Çünkü çözüme zorlar seni, Ümit ettirir, emek verdirir. Eğer elindeki varlığın kıymetini bilmezsen; gülmek –sırıtmaya, taktir-alaya, başarmak-şımarmaya, anlam ise anlamsızlığa yaklaştırır seni. Dünyaya küsme, yoksa, ruhun bir buz parçası gibi düşer denize, kaybolup gidersin. Dilim de hak etmedi yüksek sesle konuşmayı. Dilim seni, dilim dilim edem seni. Doğadaki nesneler gibi konuşsana. Her şey konuştu. Kuşlar konuştu, ağaçlar konuştu, toprak konuştu, taş bile konuştu. Bir tek insan bulamadı, insana, insanı anlatacak bir dili… Her şey doğada var diyorum: Sağlık, huzur, mutluluk. Doğa düşmanları o kadar zalim ki neredeyse gökyüzünü de alacaklar elimizden. Toprağın sıcaklığı ile oynuyorlar,bir avuç maden için. Sularımızı bulandırıyorlar. Koza gibi evimiz olsun. Fırtınalardan tehlikelerden bizi korusun. Aşkımız, sevgimiz bulutlar kadar yüce; icap edince gözlerimizin buğusunu gizlesin. icabında sevinçlerimizi belli etsin sıyrılınca, güneşin önünü açsın. Merhametimiz adaletimiz denizler gibi olsun. Kirimizi, günahlarımızı yıkasın. Yoksula, mazluma kollarını açsın. Yağmur gibi, kar gibi, baharın rengi gibi, çay içer gibi, dalından düşen yaprak, esen rüzgar gibi, kısaca, doğanın kalbi gibi atsın, benim kalbimde... |