Bulgar kızıSu akar ya hani ele avuca sığmaz yol bulursa akar akar sen de yılankavi bir süzülüş ve incelikle yol bulur yüreğime akardın seni tutmak ne mümkündü komşu kızı Meriç duvarları bitişik bir bahçenin bir yanında sen bir yanında ben çocukluk yıllarımız/ ve haşin bir rüzgarın savurduğu iki komşu ve şimdi ben maziye dönüp harabolan bu bahçede izlerimizi arıyorum içine kapanık bir çocuktum hep bir şeyler karalıyordum bu yüzden senin için alay konusuydum seni o eski seni yazmak olanaksızdı yazamazdım çünkü ne yazsam sana haksızlık olurdu yazsam da bir kaç gün dilinden düşürmez alaycı bakışlarla çevremde dolaşır dururdun senin aşkı bir başka dille anlatış şeklindi açık verirdin yani bunu bildiğin için de hırçınlaşırdın en az bir hafta asık suratla gezdiğini saymazsam hep güler yüzlü naif ışıl ışıldın sen ne fahriye ablaydın ne de Annabelle uçsuz bucaksız bir nehir asla ulaşamayacağım uzak bir kenttin adını ilk sorduğumda söylemem dedin ısrar edince de Meriç demiştin komşu kızı Meriç maziyi mazide seni aradım durdum şimdi harabolan bu bahçede göklerden inen bereketli yağışlarla taşkınlara sebep olan çılgınlıklarına beni de ortak ederken sen belki bir parça Annabel’din yalnızlıklar perisi Bulgar kızı Yüksel Nimet Apel 1.Temmuz.2019.Pazartesi.Bodrum |