BİZ YARALI KUŞLARI SEVDİKNasılda geçmiş onlarca yıl Alı al, moru mor düşler içinde. Kırmadık biz kanadını serçenin Ezmedik karıncayı zevk için Direnip tüm acılara Biz hep yaralı kuşları sevdik. Gece ya da gündüz farkeder mi acıya Gündüz azalır gece çoğalır mı kanayan Ya da bilinmezliklerde, daha çabuk mu kabuk bağlar yaralar Düşünmedik hiç bir zaman Sevdikçe iyileştiler sandık her birini bunu bilip bunu söyledik Ve biz hep yaralı kuşları sevdik. Kaçıp gitseler de, Farketmeseler de bizdeki aşkı Hiç offf! demedik Ne haliniz varsa çıkmadı ağzımızdan Ne yuvalarını bozduk Ne de bir taş koyduk yollarına Ve biz hep yaralı kuşları sevdik. Her çırpınışta bambaşka kanadı yaralar içimize İnceden bir sızı misali İçimize akıttık gözyaşlarımızı Onlara benzedik her iç çekişte Ve biz hep yaralı kuşları sevdik gizlice. Onlarla anımsadık, aşkın yolunun özlemden geçtiğini Bazen bir gonca gülde dikene sarıldık Bazen bir bülbülün ahına saklandık Gün doğdu çığlık olduk, Gün battı içli bir ağıt. Ve biz hep yaralı kuşları sevdik. Onlar hep hüzünler sakladılar gözyaşlarına Öleceklerinden korktular ağladıklarında İnsanlardan öğrendiler gizlice gözyaşı dökmeyi Belki de bu masumiyet Bu ezilmişlik ortak kaderdi ikimize Bu nedenle biz hep yaralı kuşları sevdik. Kimi ana, kimi baba, yar oldu Hatıralar zamana emsalsiz ayar oldu Çöktü hasret sancısı tüm cihan duyar oldu Kaderin ağı dedik Baş eğdik çoğu zaman Ve biz ele ele, en önce ve en çok, yaralı kuşları sevdik tüm gücümüzle. Ama... ’’Hepsi iyileştikçe uçup gittiler birer birer Geride gözü yaşlı iki şiir bırakarak’’.. |