KARŞILAR NASILSA
Ruhumda köpürse Dicle’yle, Fırat;
Susturur o tatlı diliyle beni… Ne zaman yanına çiçeksiz gitsem; Karşılar mezarda gülüyle beni… Kayıtta ölümdür hasret nedeni; Ruhu yüreğimde toprak bedeni; Gelinlik saydığım beyaz kefeni; Karşılar duvakla, teliyle beni… İçimde büyürken özlemi kat kat; Yandı gözlerimde koca kâinat; Keyfince dönerken dünya’ya inat; Karşılar kahveyle, falıyla beni… Ömrümce başında durasım gelir; Usulca kalbimi yarasım gelir; Buz gibi toprağı sarasım gelir; Isıtır can yaram eliyle beni; Son düşüm, hayalim, kar tanem desem; Gül kokum, can yarım her tanem desem; Sevgilim, kadınım, bir tanem desem; Karşılar yüzünde alıyla beni… Küs olan vuslatla barışmak var ya; “Gel” diyen çağrıyla kavuşmak var ya; Nasılsa gün gelip buluşmak var ya; Karşılar ilk gün ki haliyle beni… Yeter ki müjdenin fermanı olsun; Son nefes derdimin dermanı olsun; Aylardan bir şubat zamanı olsun; Karşılar çiçekli dalıyla beni… “Mezara koyacak eliyle beni…” Ali ALTINLI – 25.05.2020 Saat: 22:05 |