NOKSAN KALDI
NOKSAN KALDI
Sabaha dek düşündüm,hangi nesne tam sendir? Tomurcuk gonca gülde, bal dilin noksan kaldı. Ay parçası çehrede, akıl alan busendir; Lakin ay diyemedim, ellerin noksan kaldı. Asil ata denk dedim, sadık, muhlis huyunu; O dolgun yanaklarda, alların noksan kaldı. Raks eden ayakların, ceylan desem oyunu; Sarıldıkça uçuran, kolların noksan kaldı. Keman dedim sesinin, coşku ve tınısına; O sımsıcak soluğun, berhava noksan kaldı. Ha pınardan akan su, ha sohbet aynısına; Fakat pınar diyemem, kahkaha noksan kaldı. Desem ki petonyadır, gözlerinin bir eşi; Vuslatı müjdeleyen, ışığı noksan kaldı. O ateş dudaklara, desem Temmuz güneşi; Ruhumu salındıran, beşiği noksan kaldı. Açan karanfil saydım, teninin kokusunu; Abı hayat kaynağım, terlerin noksan kaldı. Volkanlara benzettim, mahrem yer dokusunu; Demeye ar ettiğim, yerlerin noksan kaldı. Bir ara selvi dedim, ince orta boyuna; Kanımı ateşleyen, çift füze noksan kaldı. Kırk gündüz kırk gecede, dizler vursam toyuna; Hasetlerin düştüğü, re-füze noksan kaldı. Anladım tam sen değil, canlı cansız mahlukat; Mecazlar kifayetsiz, bir afet noksan kaldı. Arşı alaya uçsam, insem çıksam yedi kat; Dizelere sığmayan, zarafet noksan kaldı. Kadir KOCA-09.06.2020 |