ben ve istanbul
alev aldı koca şehir,
söndürmeden attığım sigaralardan. her taraf sis, pus her taraf duman; göz gözü, gözüm yüzünü görmüyor. gözyaşlarım da yetmez bu defa söndürmeye bu koca şehri. yine de çağladı gözümden, birkaç milyon bulut yaş. alev sana ulaşır korkusuydu, gözümü kurutan telaş. yandım, yandık.. kül olduk. ben ve İstanbul. bir rüzgar geçecek - son nefesimi verirken ben- uğul uğul. küllerimiz aşacak surları ve yapışacak başından akan kumral sele. ilk başta fark etmeyeceksin, unuttuğundan. sonra geleceğiz aklına, ve küfür düşecek, usulca birbirinden ayrılmış dudaklardan . öfkeden kızaracak bembeyaz tenin ve yine arkanı dönüp gideceksin. istanbul’a, bana... halbuki, ben de yakmıştım bu şehri sen gör diye uzaklardan. |