Sen gittin Birlikte gölgelerin Sonra da ayak sesleri Banklar duraklardan kaldırıldı Her taraf efkârlı Türküler hiç değişmiyor Duyuyor musun? Hasretlik sulu sepken
Her akşam vakti Taş döşeli sokakları doldurur Çingene haykırışlarım Çakış taşları topuklarıma vuran Kıvrılmış Kanlıca ‘ya İkimizi birbirimizden ayıran rüzgâr Sonsuzluğa uzayan Selvi boynuna kenetlenir
Yüze duran kızıllık Ortalık ışık tufanı Yavru kelebekler fırıl fırıl Gök kubbenin tuzlu dudakları Baskına uğrar selamsız Göğüs boşluğunda Kız Kulesi Anne sütü kadar temiz
Bahar geldi Kanlıca ‘ya Çamların arkasında kediler Kırmızı-beyaz sardunyaların gizli ibadeti Çengelköy seni fısıldıyor Beylerbeyi bilmiyormuş gibi Kolumda fotoğraf makinası Sepette sıcak kurabiye Emirgan’da korkulu bekleyişler
Aklımı aralasan Seni özlüyor köz sıcaklığı kelimeler Örtmeyi beceremediğim gülücüklerim Üstümüzden geçen kuş sürüleri Göğüs göğüse sarılmalarımız Seni özlüyor tereyağlı pirinç pilavı...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sepette Sıcak Kurabiye şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sepette Sıcak Kurabiye şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Farklı anlatım Özgün yazım Özlem yorgunluğu... Hele ki final vurgusu harika. Serbest nesirde çok iyi gidiyor, güzel konulardan, tarzlardan kalemle seranat yapıyorsun. Gözlemlerin güzel. Maşallahın var diyor kocaman kucaklıyorum...💕
İstanbul'un semtlerini bilmiyorum ama şiirde Kanlıca geçince mihrabad korusu geldi aklıma. Sanırım yakın bir yerdi..Boğaza karşı kurabiyeler yemiştim çayın yanında :) Tadı hala damağımda .
Bu Güzel Şiiri kendim Yorumlamak Yerine, " Oktay Rifat Horozcu" yorumlasın İstedim. Horozcu'yu birlikte dinleyelim mi?
Beni deli mi edeceksin İstanbul Dilini tut biraz, hem hatırlatma Akşam karanlığında düşündüğüm yeter Ölmüş anamı, hasta karımı Karım daha dün girdi hayatıma Bugün herkesten çok bana yakın Ne Melih ne Cahit işte yalnızım Tenha iskelesinde Üsküdar’ın Binsem bir vapura da açılsam Beşiktaş mı olur, Ortaköy mü olur Kadıköy baştanbaşa çocukluğum Kuzguncuk’u içim götürmüyor Ben böyle adam değildim Boynum büküldü doğrusu Hayatımı düşündüm deniz kenarında On sekiz mart cuma gecesi