BİR GİDİŞİN HİKAYESİ
Ölümsüz sebep çoktur da sebepsiz ölüm yoktur,
O yüzden sevmemişimdir hiç sebepsiz gitmeleri… Fotoğraflarda ki anlık gülümsemeler dışında nedir bu hayattan bize kalan! Yıllar boyu her akla geldiğinde karıştırılan albüm içi resimler adına… Her baktığında daha da çok iç kanatan anlık tebessüm geçidi Sanırsın hep mutluyken çekilmiş bütün resimler Ve sanki hep mutluymuşuz gibi kalmış tüm izlenimler… Oysa gidişinle başladı tüm hikâye, Trenin caddede, arabanın raylarda, geminin havada gitmesi gibi bir şeydi gidişin Yani bir o kadar anlamsız ve bir o kadar sebepsiz. Yani anlamı olmalıydı tüm bitişlerin ve gidişlerin; Son durağına varmalıydı her otobüs Veya son kullanma tarihi gelmeden bitmeliydi tüm yiyecekler Yani tüm bunlar bir şeyler anlatmalıydı iki tarafa da Tuğla örmeden duvar sıvanmaz misali… Bir kalp bulmadan nasıl sevilirdi? Ve bir kalpten bu kadar kolay mı vazgeçilirdi? O kadar yalnız bıraktın ki şu âlemde beni; Artık çift rakamları bile kıskanır oldum… Biliyorum dışarıda Leyla çok, Aslı çok, Şirin çok Ya Mecnun’lar, Ferhat’lar, Kerem’ler ne olacak? Muhammed TAHA 13 TEMMUZ 2008 - BURSA |