(yol, yolcunun, kördüğümüymüş meğer)
Gezinirken,
renk renk gözlerde, sahte yüzlerde, Aklım gönlümle her an’ımla savaşta, Okumaya çalışırdım, ruhları küçük oyunlarımla, "Yaz" dediler, Bilmiyordum, bu kalemin mürekkep almadığını, sustum işte. Gözyaşımı, bırakırdım toprağına, Yıkanırdı, uyuyan güzel, yanağına ulaştığında, Saldım sesimi, avazım çıktığınca, "Naz" dediler, Bilmiyordum, annesiz yaşamın eksikliklerini, sustum işte. İçim yoğrulacak mı, derdim, hep akşamla, Hüznümü eş tutamazdım, çektiğim acıyla, Bildiğin dünyada derya idim, "Az" dediler. Bilmiyordum, tek olunca çoğalanları, sustum işte. Bilen bilir, gördüğümü sende, Neyi, nasıl, ördüğümü bende, Yol, yolcunun, kördüğümüymüş meğer, "Çöz" dediler. Bilmiyordum, "Felak’ın sırrını, sustum işte. Toprakta, can’ın filizi var, sırrı bilene, Göğsümde, Yarin izi var, göre bilene. Muhabbetin, denizi var mavilerimde, "Yüz" dediler. Bilmiyordum, aynada kulaç atmayı, sustum işte. Hep araftayım, İki yanım seçenekler. Bir ölüm var, bir doğum, Bugün var, yarın belki yoğum. "Ney" dediğin dokuz boğum, "Söz" dediler. Bilmiyordum, nefes vermeyi içimde ki ölülere, sustum işte. ___şairşizofren_tankutalp__, Dip not: "felak’ın sırrına eremeyenler nazar boncuğu peşinde koşar..." |