SalıncakŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İnanmadığım ve değişmeyecek bir gerçek üzerine bir ağrı kesici
Ve salındı salıncak
Kıış uykusundan uyandırılmış gibi irkildi zaman Demir alan bir geminin halat seslerinin rüzgarı yarması gibi Bir dürbün merceğinden kendini en uzağa atmak gibi Bir annenen göğsündeki yavrusuna ilk fısıldayışı gibi Ve yaradanın zoruna gitti Hani Yusuf devesinin üzerindeyken biraz kibirlenmişti "Ağabeylerim ardımda, daha da korkmam" demişti O bir an da olsa makamı en yüksek olanı unutup Kendini kenan kuyusunun en dibinde bulmuştu Ve hızlandı salıncak Hızlandıkça silindi gerçekler belirdi işaretler Bir kuşun varla yok arasında bir uğraşı vardı Bir çiçeğin yerden göğe bir çabası vardı Anladı ki hiçliğin bile bir varolma savaşı vardı Ve yaradanın hoşuna gitti Hani Yusuf kenan kuyusundayken kendine gelmişti Herkesi herşeyi bir kenara itip O’na tövbe etmişti Makamı en yüksek olan elbet bunu da görmüştü Yusuf’u Mısır’a Sultan etmişti Ve durdu salıncak Kış uykusuna yatmak ister gibi devrildi zaman Demir atan bir geminin halat sesleri gibi çarparak suya Bir dürbün merceğinden en yakına bırakarak kendini Bir bebeğin ağzındaki memeye ilk gülüşü gibi Not: Yazıyorum ama hala inanmıyorum kurtuluşa. O affetse biz affedemeyiz kendimizi. Belki de ilaçtır yazmak. Hani sadece ağrı kesici misali. (Bunu da söylemeden geçemedim) |
Kıış uykusundan uyandırılmış gibi irkildi zaman
Demir alan bir geminin halat seslerinin rüzgarı yarması gibi
Bir dürbün merceğinden kendini en uzağa atmak gibi
Bir annenen göğsündeki yavrusuna ilk fısıldayışı gibi
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...