Hayat kollarını bağlayıp suskun bir çocuk gibi baktıkça gözlerime. Boşalttım düşlerimi öznesi ben olan sessizliğe. Kıpırdamadan şahitlik etti saniyeler yanıt aradığım derin sorulara. Hep düşerken uyandım küçük dehlizlerin güneş deryasında doyumsuz arayışların yorgunluğunda. Boynumda inci bir gerdanlık otuz üçten doksan dokuza İhtişama ait ne varsa bırakıp ardımda. Hak için bilmediğim lisan olsa da Masiva Sur-a üfler gibi üfledim her ân’mı göğsümde tuttum imanımı. Rahlemde Kuran’nın tilafet secdesi dokundum göğün kanatlarına dal uçlarında. Kökü iremde olan feleğen tüttü Rayihada. Biliyorum ki; yerin altında adalet başkaydı. o yüzden yolculuğum karınca sırtındaydı. Hata yolculuğunda biri beni sorarsa eğer; Kervetteyken vahtetim eşiğin ötesinde ölüm bir hikayeydi. ebede kalan küsüratın kendisiydi. Buruşmuş bir sayfaydı elimde kalan okur gibi yaparken dinlediğim gazeldi..!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KÜSÜRAT şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KÜSÜRAT şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.