SEN ÖLÜNCENe sandın kendini ey gafil insan, Senin de yıldızın sönmeyecek mi? Dünyada zerresin, artık inansan, Sen ölünce dünya dönmeyecek mi? Yer, yurt edinmişsin dağda, ovada, Kibirle yürürsün, burnun havada, Bütün muhabbetin; hava, cıvada, Gururun yerlere inmeyecek mi? Bıkmadın mı hâlâ? Sömür ha, sömür, Kavga, gürültüyle sürersin ömür, Kalbin taş bağlamış, yüzünse kömür, İçindeki öfken dinmeyecek mi? Nedir bu doymazlık, kimle yarışın? Adını bilmezsin sulhun, barışın, Haksız kazanılan her bir karışın, Vebali üstüne binmeyecek mi? Ruhun bedeninden alındığında, Musallada yalnız kalındığında, Cenaze namazın kılındığında, “Nasıl bir insandı?” Denmeyecek mi? Belki yaşlılıkta, belki de erken, Her şeyi bırakıp, çekip giderken, Kabrinde hesabın devam ederken, Pişirilen helvan yenmeyecek mi? Sabri Koca |