BİR KIZ BANA AMCA DEDİ
BİR KIZ BANA AMCA DEDİ
İlerliyorduk bir vadide... Bir taraf orman, bir taraf kayalık. Sarp kayalar üzerinde tek kişilik çadırlar vardı. Koronodan korunmak isteyenler içinmiş. Karın ortasında ne biçim iş.. Her taraf kardı. Kaya , çadır ev kar Hepsi beyazdı... Bazen durduk etrafı seyre daldık. Kendimizi anılarımıza saldık... Yanımda hiç tanımadığım insanlarla, küçük bir kasabaya vardık.. Herkes bana bakıyordu.. Bir tek ben ağızlık (maske) takıyordum.. Ben de onlara bakıyordum. Güya gezimiz, işimiz her neyse bitmiş. Bizi getiren araba da gitmiş.. Ben de toplu taşıtla dönecektim... Durağa vardığımda önceki araba gitmişti. Sonrakini bekledim.. Geldi bindik. Araba tıklım tıklımdı, Hiç birinde maske yoktu. Benim maskeme dikkat çoktu... İkici durakta hücum ettiler. Arabayı İstanbul’a benzettiler. Üçüncü durak bir köy durağıydı. İki genç kız bindi. Biri kumraldı çalımlıydı. Biri ak tenliydi, alımlıydı. Bir yüzü de benliydi. Çok telaşlıydı, belliydi. Dördüncü durakta, Hışmınan iki kadın daldı. İki kızı alıcı kuş gibi aldı. Her şey bir anda oldu, Herkes bakakaldı... Bilemedim bu ne haldı... Beşinci durakta inen çok oldu. Araba biraz sakinleşti. Konuşanları da dinliyordum yol boyunca... İl merkezine kadar az inen olması gerekiyordu. Ben güya Zonguldak’a gidiyordum, Gittim kaptana sordum.. Bu araba gidiya nereya? ... Dedi ki, Uzundera’ye... Dedim ki , orası nere ya ? Ben gitmeyecektim oraya ... Altıncı durakta o iki kız tekrar bindiler. Yine korku içindeydiler. Anlaşılan engelleri aşmışlardı, Tekrar kaçmışlardı. Ak tenli kara sevdalı olduğu anlaşılan kız , diğerine söyleniyordu... Antepliymiş... Ne olmuş Antepli olmuşsa... Ben, kıza dönerek, Kısık sesle istek dışı Antepli ’mi dedim. Hemen başka üç kız etrafımı sardılar. Bana art arda sorular sordular. Ben de , nüfusta Türkiye’de Altıncı il, Dünya gıda başkenti. Gıdanın her alanında üretim var. Tatlısı öyle.. Sanayiide Türkiye’de ilk beş içinde... Ne olmuş Antep’e dedim.. Göz ucumla o kıza bakarak, Onu desteklercesine... İlimi savunuyordum inceden incesine... Kızcağız bundan cesaret aldı. Hemen yanıma daldı. Boşalan yere oturduk. Ben derdini anlamıştım. Kıza sormaya başladım... - Sen buradan ta Gaziantepli’yi nasıl budun? - O buradaydı.. -O burada ne arıyordu? -O buraya gelmişti. - O buraya niye gelmişti? -O bizim kasabadaydı. -O sizin kasabaya nasıl gelmişti. - Ben onu gördüm... Derken araba durdu... Kızın kalbi küt küt vurdu. Meğer 7. duraktaymışız. Bir baktık karşımızda o iki kadın vardı.. Her biri bir kızı apardı. Ak tenli kara sevdalı kızı yerinden kaldırıken, Sanki bir çiçeği dalından kopardı. Kadın bağırdı, çağırdı... Taşıt onlara dardı.. Alımlı ak gül birden sarardı... Bana bakarak, Son bir umutla , Amcam Antepliymiş dedi. Dedi ya hemen şamarı yedi. Kadın hiddetlendi, Daha da şiddetlendi... Bana sert mi sert bakarak, Sanki suçu bana takarak, - Ne yapayım Antepliyse, Ben bu lafı yemezdim ! Fakat bir şey diyemedim... Kadın kızın ensesine bir tokat daha bindirdi.. Hızla toplu taşıttan indirdi. Zavallı ben.. Bu sözleri sindirdi... Ben de ayağa kalktım. Arabanın içinde, bir o yana bu yana yürümeye başladım. Sekizinci durakta, dokuzuncu durakta inen olmadı bile.. Bir kaptan bir Nafi vardı, Sanki ikimize dardı... Araba durdu onuncu duraktı. Etrafa bir baktım sonuncu duraktı. İndim kızgın kızgın yürüdüm. Çokta üzülmüştüm. Gözümün önünden hiç gitmiyordu. Bu düşünce beni yordu.. Üzmüştü beni; Kadının dişi bir kurt gibi bakışı, Tepeden aşağı lafı çakışı, Üzmüştü beni; Kızın kara sevdası, ve tokat yiyen kafası... Fakat asıl içerlediğim içimde durur bilir misiniz.. O ak tenli, bir yüzü de benli, O kız bana amca dedi. Sanki ömrüm eridi.. Sağıma soluma dönüp duruyordum, Kafama yumruklar vuruyorum.. Öfkeyle yorganı fırlattım, Tutup bir kenara attım. Say ki, son nefeste idim. Sanki bir kafeste idim. Sonra gözlerimi açtım.. Bu duruma sizin gibi ben de şaştım... NAFİ ÇAĞLAR 21 Mayıs 2020 Perş.12.21 Y.Ova / K.Çekmece / İstanbul. , |
Gaziantep'in Karac'oğlan'ı da sizsiniz
Selam ve saygılarımla