ANNENİN GÖLGESİBu âlem-i fenâda var mıdır ana gibi? Açar gönül bağında bir gül-i rana gibi Zamanın beşiğinde evlâttır uyuttuğu Yalanın karşısında hakikattir tuttuğu Duaya durduğunda öne eğilir başı Nedamet giryesidir kirpiğindeki yaşı Analar sabır küpü, evlât ne gün uslanır? En zor zamanlarında başlar ona yaslanır Ağustos sıcağında bir yel gibiydi anam! Sonbaharda sararmış gazel gibiydi anam! Cennet gülü gibisin, bülbüller seni tanır Saygıda kusur eden varlığından utanır Sen gerilmiş bir yaysın, hedefteki okum ben Varlığın kuvvet bana, yokluğunda yokum ben Yüreğin gülümserdi yüzüne baktığımda Hissiyatım coşardı kalbine aktığımda Fırtınalı günlerde kucağın bir adadır Alnın seccadededir, ellerin duadadır Muhabbet çağlayanı, bir sel gibiydi anam! Sonbaharda sararmış gazel gibiydi anam! Her sabah üzerime doğan güneş gibiydin Dar günde tutunduğum hakikatin ipiydin Mâziden izler taşır saçındaki akların Cennetin müjdecisi mübarek ayakların Yürüdün son menzile yokuşuyla, düzüyle Yaşadığın her şeye baktın gönül gözüyle Dinmedi, dinmeyecek yüreğimdeki sızın Gül hayalin karşıma çıkagelir ansızın Hakikatin sazında bir tel gibiydi anam! Sonbaharda sararmış gazel gibiydi anam! Ak alnını süslerdi çilekeş nakışların Zemheride bahardı sımsıcak bakışların Hâlâ kalkmış değildir üzerimdeki elin Bizi iki cihanda hoş görmekti emelin Düşlerin yangınında aynada kaldı yüzün Terk-i diyar edeli şimdi elde var hüzün Hasretin çöllerinde gördüğümüz seraptır Kalan ömrüm beyhude, yarınımız haraptır Sonsuzluğa bürünmüş ezel gibiydi anam! Sonbaharda sararmış gazel gibiydi anam! M. NİHAT MALKOÇ |