ÇEŞMELERİN ÖLÜMÜ
Ne zaman ki başlarlar yağmurlar delişmeye,
Damlayla beslenen göl başlıyor gelişmeye, Yol ağzına kurulmuş oymalı mermer duvar, Kayadaki sızaktan can gelirdi çeşmeye. Bedenler sırım sıklam terlerken havasından, Bir serinlik yükselir ellerin temasından, Yapana, yaptırana binlerce dua gelir; Yürekleri yananlar su içerken tasından. Tatlı sohbet başlarken su birikir bakraçta; Toplanırlar çeşmede, dedikodu revaçta; Delikanlılar dönüp durur çeşme başında; Sevdiğini seyreder utangaç bir mizaçta. Susayan tüm hayvanlar oluktan su içiyor; Toprağa sızan sudan papatyalar açıyor; Toprak bereketine, suyun can vermesine; Tüm tabiat şükredip kendisinden geçiyor. Su sesi aşıkların yüreğinin sesidir; Gizli sevda çekenin huzurlu nefesidir; Böyle yazar kitaplar, böyle söyler ozanlar; Çeşmeler, sevenlerin buluşma adresidir. Her çeşme suyu ile, görküyle hayat bulur! Her çeşme dinlettiği türküyle hayat bulur! Bu ıslak mermer taşlar nice aşka şahittir! Her çeşme yaşattığı öyküyle hayat bulur! Ne zamanki borular döşendi hane hane; İnsanlar gelmeyince, çeşme oldu virane. Bu yalnızlıkla başlar çeşmelerin ölümü, Suyunun kesilmesi yalnızlığa bahane. 25.04.2020/Samsun İbrahim COŞAR |